Zeynep İşman // İletişimci
24 Şubat 2022

Ne yapmak istediğini saptayıp, kendine bu alanda yatırım yapan ve cesur hamlelerle yoluna devam eden yaratıcı kadın hikayeleri hep ilgimi çekmiştir. İşte onlardan birini daha çağırdı Bodrum. İletişimci Zeynep İşman’la tanışmanızı istiyorum.
Hayalim, Bodrum’da mandalina ağaçları içinde bir mekanda, hem ebeveyne hem çocuğa katkı sunabileceğimiz çok amaçlı bir merkez kurmak.

Bodrum’a hoşgeldin Zeynep. Takipçilerin bu ilk soruyu atlayabilir isterlerse çünkü seni iyi biliyorlar. Ama yeni tanışacakların için cevaplamanı rica ediyorum. Kendin hakkında nasıl bir giriş yapmak istersin?

Hoşbulduk! Kendimi en kısa şu şekilde tanımlamayı seviyorum: Büyüme sancısı hiç bitmeyen, müzmin öğrenci… Hayatta hep öğrenci olarak kalmak, bitmeyen bir heyecan, merak ve gelişimi beraberinde getiriyor. “Ben oldum”, “ben şuyum”, “ben buyum” demek köreltici bir şey.

Bu romantik tanımlamadan sonra, daha alışıldık şekilde ben kimim ve ne yapıyorum, anlatayım. İstanbul Üniversitesi İletişim mezunuyum. Çocukluğumdan beri okumayı, yazmayı, soru sormayı çok sevdim. Ne mutlu bana ki, bu zevklerimi işim haline getirdim. Uzun yıllar gazetecilik yaptım, özellikle eğitim, sağlık ve çocukla ilgili alanlarda uzmanlaştım. Özelde ve kamuda pek çok STK ile eğitim projelerinde çalıştım. Kurumsalda ve ajanslarda halkla ilişkiler ve kurumsal İletişim alanlarında çalıştım. Kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili projelerde koordinatörlük yaptım. 2013 yılında kızım dünyaya geldikten sonra, yıllarca hayalini kurduğum psikoloji alanına yöneldim. Yüksek lisansımı bu alanda yaptım. Gelişim psikolojisi üzerine farklı eğitimler aldım. ICF Ebeveyn Koçluğu programını bitirdim. Bir taraftan da “Birlikte Büyüyoruz” adıyla bir blog açıp yazmaya başladım. Birlikte Büyüyoruz gerçekten de yıllar içinde büyüdü. Eğitim ve Danışmanlık Şirketi haline geldi. Ebeveyn ve eğitimcilerle çalışıyorum. Firmalara danışmanlık veriyorum. Organizasyonlar yapıyorum. 5 yıldır Milliyet Gazetesi Aile ve Çocuk Yazarıyım. Yine Birlikte Büyüyoruz adında bir köşem var. Öğrenmek ve öğrendiklerimi aktarmak en büyük tutkum.

Seni bildiğim kadarıyla buralara pandemi sürükledi. Ya da bahane oldu diyelim. Peki, ne bekliyorsun Bodrum’dan? Sana ne versin istersin?

Pandemi gerçekten de bahane oldu. Kendimi bildim bileli Bodrum’a gider gelirim ve her fani gibi benim de bir gün Ege kıyılarına yerleşme hayalim vardı! Kızım doğduğundan beri yani son 8 yıldır yazlarım burada geçti. Fakat bu yıl ilk kez Bodrum’u dört mevsim yaşamak nasip oldu. Elbette burada da yaşam, dışarıdan göründüğü gibi toz pembe değil. Her yerin zorlukları var. Ama ben Bodrum’u zorluklarına rağmen ya da bir şeylere rağmen değil, zorluklarıyla, sunduklarıyla, olduğu haliyle seviyorum. İstanbul’da doğup büyümüş biriyim ve elbette büyük şehirden gelen pek çok insan gibi ben de geçmişten getirdiğim alışkanlıklarımı; aceleci, talepkar, mükemmelliyetçi, tüketen, stresli yapımı törpülemek istiyorum burada. Olabildiğince yavaşlamak istiyorum ki zaman ilerledikçe doğal olarak değiştiğini hissediyor insan. Bodrum’a katkı sunmak, fayda yaratmak, burada güzel işler yapmak istiyorum. Burada ciddi bir ebeveyn nüfusu var. Onların hayatlarına dokunmak ve iyi gelmek isterim. Ve bir de uzun zamandır ötelediğim bir kitap, daha doğrusu birkaç kitap projem var. Dilerim Bodrum’da tamamlamak nasip olur. 

Adın son senelerde en çok Momtalks etkinliği ile anılıyor. Biraz bu girişiminden bahsetmeni rica ediyorum. Neler oluyor Momtalks’ta? 

Momtalks, Türkiye’nin ilk ebeveyn-uzman buluşma platformu. Son yıllarda ebeveynlere yönelik sayısız etkinlik ve içerik var. Ancak bundan 5 yıl önce Momtalks bu konuda öncü olan bir proje oldu. Fikir annesi sevgili ortağım Dr. Bahar Eriş. Zaman içinde birlikte çalışmaya başladık ve her geçen yıl daha güzel işlere imza atıyoruz. Momtalks ile amacımız; bilgi kirliliğinin alıp başını gittiği, yanlış ve bazen gereksiz bilginin anne babaları kötü ve yetersiz hissettirdiği günümüzde, en sağlıklı bilgiyi ilk kanaldan ebeveynlere ulaştırabilmek. Çocuklarıyla birlikte büyüdükleri bu yolculukta yalnız olmadıklarını hissettirip, destek olabilmek.

Bu yıl etkinliğimizi 7 Mayıs’ta İstanbul’da Beyoğlu Grand Pera’da yapacağız. Son 2 seferdir pandemi nedeniyle online yapmıştık. İlk kez hibrit bir etkinlik gerçekleştireceğiz. İsteyen uzaktan katılacak, isteyen ile yüz yüze bir araya geleceğiz. Yine dopdolu bir içeriğimiz var. Sabahtan akşama kadar 4 farklı oturum ve birbirinden değerli konuşmacılar olacak. Momtalks bir okul gibi oldu. İnsanlar gelip, sayfalarca not alarak çıkıyor. Ne mutlu bize ki, bize gözü kapalı güvenen bir takipçi kitlemiz var. Bahar çok dolu ve inanılmaz birikimi olan bir eğitimci ve yazar. Ben de hem yıllar içinde öğrendiklerimi hem de annelik deneyimimi harmanlamaya çalışıyorum. Bu büyük bir sorumluluk ama o kadar hassas davranıyoruz ki, bu güveni boşa çıkarmamak için çok çalışıyoruz.

Kendine yatırım yapmak isteyen tüm anne babaları, eğitimcileri, ebeveyn adaylarını kısacası bir çocuğa dokunan herkesi bekliyoruz.

Peki, bunun bir Bodrum ayağı olsa fena mı olur?

Şahane olur hem de! Uzun zamandır Momtalks’u Türkiye’nin farklı illerine de taşıma konusunda teklifler alıyoruz. Ama öncelik gönlümün sultanı Bodrum’un olsa harika olur tabii Bu konuda zaten çalışmalarımız var. Çeşitli mekanlar ve markalarla görüşme halindeyiz. Ama tabii bu tip büyük organizasyonlar için sponsor desteği çok önemli. Sonuçta kaliteli, güvenilir ve ihtiyacı gören/işe yarar bir içerik ve program hazırlıyorsanız, elinizi taşın altına koymanız gerekiyor. Ben bu tarz etkinliklere Bodrum’un ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi burada çok çeşitli ve öğrenmeye açık bir ebeveyn ve eğitimci kitlesi var. Pek çok etkinlik ve proje yapılabilir/yapılmalı.

Elinde her türlü imkan olsa, gözün kapalı girişeceğin ilk iş ne olurdu Bodrum’da? Henüz yenisin evet ama eminim bir iletişimci olarak pek çok saptaman olmuştur şimdiden. 

Kafe açardım. Şaka şaka! Genelde hayaller böyledir ya... Hayalim Bodrum’da mandalina ağaçları içinde bir mekanda, hem ebeveyne hem çocuğa katkı sunabileceğimiz çok amaçlı bir merkez kurmak. Bir tarafta ebeveynler ile koçluk görüşmeleri, farklı içeriklerde eğitim/seminerler yaparken, bir tarafında çocukların hareket ihtiyaçlarını karşılayacak ama profesyonel bir gözle bunu yapacak bedensel faaliyetlerin olduğu bir alan yaratmak. Pandemi duygusal ihtiyaçlar kadar, bedensel ihtiyaçlarımızı da çaldı bizden. Çocuklar bu açıdan çok sorun yaşıyor ve bunun acısını önümüzdeki yıllarda daha çok hissedeceğiz. Ebeveyni güçlendirirken, bu anlamda çocuğa da dokunabileceğimiz bir yer yapmak isterdim Bodrum’da.

Zeynep, aynı zamanda bir köşe yazarısın. Günümüzün aşırı hızlı ve dijitalleşen dünyasında benim gibi romantikler için köşe yazarlığı çok kıymetli. Sanırım senin için de öyle. Genellikle anne baba içerikleri üretiyorsun köşede gördüğüm kadarıyla. Peki, seni farklı kılan ne? Ya da şöyle sorayım farklılaşmak için neler yapıyorsun? 

 Ben yazmış olmak için yazmıyorum. İnanmadığım şeylere yer vermiyorum. Bu anlamda çok şanslıyım ki, gazete de bana bu imkanı sunuyor. Kendim de ebeveyn olduğum ve çevremde çok değerli bir uzman havuzu olduğu için gündemi yakından takip ediyor ve ihtiyacı görüyorum. Genelde yazılarımdan sonra, “tam da ihtiyaç duyduğum anda geldi bu yazı” şeklinde yorumlar alırım. Bunlar tesadüf değil. Ben kendi zorlanmalarımdan da yola çıkıyorum çünkü. Ve psikoloji eğitimi aldığım, oyun terapi, bağlanma, iletişim, etkili ebeveynlik gibi alanlarda da uzmanlaştığım için, yazarken yaşıyorum da. Dolayısıyla insanlar çok kolay anlıyorlar yazdıklarımı.

Son soru: Aynı mesleği yaptığımız için sormak istiyorum bu soruyu. Cevaplamak mı daha tatminkar yoksa sormak mı? Umarım keyif almışsındır röportajımızdan bu arada. Teşekkürler! 

Bence her ikisi de. Okumak ve yazmak nasıl birbirinden ayrı düşünülemezse, soru sormak ve cevaplamak da öyle. İkisi de sizi zihinsel olarak geliştiren süreçler. Bir soru sormakla başlar her şey. Soruyu sorarsınız ve o an cevap gelmese de beyin arkada çalışır. Aynı şey cevaplamak için de geçerli. Cevabı illa sesli vermek zorunda değilsiniz ama bu sizi düşündüren bir eylemdir. Bu yüzden çocukların merakını, soru sorma heveslerini köreltmeyiz deriz. Her ikisinden de vazgeçmem o yüzden. Çok keyifli idi teşekkür ederim bana bu sayfada yer verdiğin için. 

Diğer Röportajlar..
79


Yukarı Çık