Talip Guran // Marangoz & Meyhaneci
29 Nisan 2016

Vaktiyle Yeşilçam’a bulaşmış, Hababam Sınıfı’nda Kıvırcık Ömer’i oynamış sonra büyükşehirden koparak Bodrum’a taşınmış, şu meşhur renkli tahta sandalyelerin mucidi Talip Guran’la buluştuk. Bize yeni mekanı Tahta Meyhane’yi anlattı.
İçerde gördüğünüz her şeyle ben bizzat kendim uğraştım. Eskiden yağhaneymiş bu mekan. Tırnaklarımla kazıdım desem, doğru olur.

Siz eski Bodrumlulardansınız değil mi?

Evet, epey oldu buralara göçeli. 1982’de yerleştim. O zamanlar Bodrum yeni yeni popülerleşmeye başlamıştı. Bir gidip görelim bakalım dedik. Geldik ve kaldık.

Tam da sizin sinema sektöründe iş yapmaya başladığınız zamanlar…  

Zaten biraz da Yeşilçam’da umut görmediğim için İstanbul’da yaşamayı düşünmedim. Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor filminde oynadım, Kıvırcık Ömer karakterini. O zamanlar Yeşilçam’ın durumu malum. Şimdiki gibi değil. O çarkın içine girmek istemedim. Yine de bir 7-8 sene çalıştım sinema sektöründe. Reklamlarda oynadım. Zaten yaptığım iş o kadar popüler oldu ve popülerliğini yıllar boyu korudu ki bugün hala Kıvırcık Ömer karakteri sorulabiliyor bana.

Peki, burada sinemadan daha cazip hangi iş vardı, o zamanlar? 

Buranın her şeyden önce bakirliği, rahatlığı cazipti. İstanbul o senelerde bile stresli bir şehirdi. Buraya yerleştiğimde Cumhuriyet Caddesi üzerinde Salmakis Pansiyon vardı. Şimdiki Salmakis Otel değil ama karışıklık olmasın. Zaten o zamanlarda ne Bardakçı Koyu vardı, ne askeriye, oralar bomboştu. Yolu bile yoktu. Tekneyle giderdik. Neyse, Salmakis Pansiyon’u aldım, yıllarca işlettim. Restorancılık da yaptım bir dönem.

Bodrum nereden nereye geldi desenize…

Her devrin ayrı bir güzelliği var. Biz gençliğimizde Bodrum’un o kasaba halini yaşadık, çok sevdik. Şimdiki gençler de belki bu halini seviyordur. Her jenerasyon sevecek bir şeyler buluyor. Bodrum’un en güzel yanı bu!

Peki bu tahta sandalye işine girmek nereden esti?  

Kayınpederimin mesleği marangozluk. Dolayısıyla uzun zamandır işin içindeydim ve tüm evrelerine vakıftım. Hep Bodrum’un çok beyaz olduğunu düşünürdüm. Biraz renk istiyordu sanki. Ben de sandalyelerimle bu rengi sağladığımı düşünüyorum. Tahta Sandalye olarak Bodrum’un merkezindeydik ilk başta ve çok kısa bir sürede bir markaya dönüştü iş. Minibüs güzergahı üzerindeydik, Tahta Sandalye’de inicem deyince hiç kimse orası neresi demezdi!

Ne zamandır yapıyorsunuz bu sandalyeleri?

2014’ten beri.

Peki ya meyhane?

O daha çok yeni. Dereköy’de Tahta Sandalye’nin hemen karşısında. Hep aklımda vardı. Geçmişte de uğraştım meyhanecilikle, o yüzden kafama göre bir meyhane yapmak istiyordum. Derken bu sene hayata geçirdim.

Önünden geçerken içerideki havayı kestirmek imkansız!

Öyle olsun zaten. Ben insanlar buraya yığılsın istemiyorum. Geçerken uğranacak bir yer de değil. Gerçekten burada olmayı istesinler ve mekanın ruhunu tatsınlar. Eski usul, bildiğimiz meyhane arıyorlarsa, gelsinler. İçerde gördüğünüz her şeyle ben bizzat kendim uğraştım. Eskiden yağhaneymiş bu mekan. Tırnaklarımla kazıdım desem, doğru olur. Gelenler sonuçtan memnun kalınca da tabii çok seviniyorum.

Neden Dereköy’ü seçtiniz? 

Burası bana çok otantik ve doğal geliyor. Tahtayla haşır neşir olunca da bu doğallığı arıyorsun. Daha mutlu olacağımı düşündüm, taşındım.

Menüde neler var?
 
Bir meyhane menüsünde neler varsa o. Yani bolca meze. Mücver, börek, Arnavut ciğeri, tereyağlı ahtapot, kalamar, karides, çoban kavurma… Ayrıca isterlerse tava balıkları oluyor günlük. Bir de buranın otantikliğine atıfta bulunmak için menüye cırık diye bir yemek ekledik.

O da ne? 

Doğal tavuktan yapılan bir tür kavurma, yöresel bir yemek.  

Menü güzelmiş. Canlı müzik var mı? 

Hayır. Çok kısık sesle Müzeyyen ya da Zeki çalar. Masada yanınızdakiyle ne konuştuğunuzu duyarsınız rahatlıkla.

Bodrum’un nesine hayransınız, Talip Bey? 

Denizine. Çok uzun yıllardır buradayım, dediğim gibi. Hala benim için en harika şeyi denizidir. Özellikle de Yalıçiftlik tarafı. Bozulmamış bir orası kaldı sanki?

Öyle gerçekten. Peki, olmasa da olur dediğiniz ne var? 

Gece hayatı bana çekici gelmiyor. Gece hayatı dediysem, eller havaya kulüpler, cıstak cıstak müziklerden bahsediyorum.

Kendinizi Bodrumlu gibi hissediyor musunuz? 

Bodrum benim vatanım. Sanki burada doğmuşum gibi hissediyorum.

Ya bir gün İstanbul gibi çekilmez olursa? 

O zaman dayanamam işte. Giderim. Yarımada çok, birini seçerim!

Tahta Meyhane için rezervasyon yaptırmak isteyenler nereyi arasın? 

Telefon numaramız; 0252 317 05 45. Damak tadı olan meyhane severleri bekliyoruz.

Diğer Röportajlar..
20
Yukarı Çık