Hande Alphan Karacaer // Blogger
01 Kasım 2019

Bu röportajı sadece 65 kilo verip, içindeki harika kadını ortaya çıkarttığı için değil; iyi bir içerik üreticisi olduğunu için de yapmak istedik. Hande’nin Diyet Günlüğü isimli blog ve bağlantılı instagram hesaplarının yaratıcısı ile tanışın.
Zannediliyor ki; ameliyat oldun, kilo verdin, bitti. Hayır! Sonrasında her gün bana verilen saat aralığı kadar yürüdüm. Yediklerime çok dikkat ettim.

Direkt başlayalım Hande, sen kimsin?

35 yaşındayım. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden mezun oldum. Sonra kurumsal hayat maceram başladı. Turkcell ve Yapı Kredi’de çalıştım. Yapı Kredi’deyken eşimle tanıştım. 2 sene sonra evlendim ve evliliğimin ilk senesinde de oğlum doğdu. Kurumsal hayata böylece veda etmiş oldum. Sonrasında zaten kilo verme sürecim başladı. Şimdilerde ise, ameliyat olduğum klinikle birlikte ürettiğimiz bir sağlıklı mutfak projemiz var. Blog yazıları yazıyorum ve Bariatrik Mutfak’ı yürütüyorum.

Biraz daha sindire sindire gidelim. İki hikayen var aslında üzerinde durulması gereken. Biri yeni girişimin, diğeri de toplamda 65 kilo vermiş olman! 

Evet. Hep ilk soru “çocukken şişman mıydın?” diye soruluyor. Ordan başlayayım: Çocukken şişman değildim. Hayatım boyunca hep dikkat etmem gerekti kiloma ama hiç şişman olmamıştım. Üstelik sağlıklı beslenen bir ailede büyüdüm. Yine de dışarıdaki abur cuburlara karşı hep bir ilgim oldu. Dengelemeye çalışırdım. Genç kızlık döneminde gayet normal kilolardaydım açıkçası. Spor yapardım. Üniversitedeyken tiroid rahatsızlığım çıktı benim ve onunla birlikte kilo almaya başladım. Mezun olduktan sonra da 2 seneliğine İngiltere’ye gittim. Orada kilomda gözle görülür şekilde bir artış oldu. 

Kaç kilo alıp geri döndün Türkiye’ye?

15 kilo. Dönünce yine biraz verdim, biraz aldım falan filan derken evlendikten sonra nedense hızlı bir şekilde kilo almaya devam ettim. Farkında olmadan katlanarak gitti. O dönemde, son tartıldığımda 95’i gördüm. İstediğim hiçbir gelinlik üzerime olmuyordu. Buna rağmen evlendikten sonra mutfakla haşır neşirlik daha da arttı. Gece yarısı zeytinli ekmekler yapıp yiyorduk!

95’in de mi üzerine çıktın? 

En son doktora gittiğimde 115 kiloydum.

Ne hissettin?

İnan ki, o ana kadar kimse bana obez olduğumu, kötü göründüğümü falan söylemiyordu. Ben tabii ki farkındaydım ama kendime itiraf edemiyordum belki de. Bir sabah kahvaltıya gidecektik. Ben yine aynı pantolon ve aynı tişörtü giydim çünkü başka hiçbir şey üzerime olmuyordu. Aynaya baktım makyaj yapmak için ve yüzümü göremedim! Gözlerim yok olmuş…

Aydınlanmayı o an mı yaşadın?

Aynen öyle. O gün dedim ki; yok bu böyle olmayacak ve hemen araştırmaya başladım. Ahmet Bey’i buldum. Prof. Dr. Ahmet Türkçapar’ın kliniğine gittim. Benimle önce 1 saat konuştu. Bana bu ameliyatın bir mucize olmadığını söyledi: Tekrar yemek yemek isteyeceğimi, canımın sağlıksız gıdaları tekrar çekeceğini, düzenli olarak spor yapmamın şart olduğunu…  Her şeye karşı hazırladı beni ve ardından tüp mide ameliyatımı başarılı bir şekilde gerçekleştirdi.

Sonrası?

İşte o kısım daha önemli. Zannediliyor ki; ameliyat oldun, kilo verdin, bitti. Hayır! Sonrasında her gün bana verilen saat aralığı kadar yürüdüm. Yediklerime çok dikkat ettim. 6 ay çok disiplinli gitmesen bile kilo veriyorsun tabii ki ama şu an sen benim önüme koca bir dilim pasta getir, afiyetle yiyebilirim. Yani yemem tabii ki de canım çeker.

Biraz da takıntılı hale mi geldi bu kilo meselesi sende?

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu işin arası yok. Yani işin ucunu bırakınca tekrar kilo almaya başlıyorsun. Benim gibi çok aşırı dikkat edip, hayatına egzersizi de katarsan ancak kilonu sabitleyebilirsin. Aksi mümkün değil bence. Ama artık 4 sene geçti ve ben de şunu yapıyorum: Haftanın sadece 1 günü aklıma ne gelirse yiyorum. Genellikle pazar günleri. Ama soruna geri dönecek olursam; haklısın biraz takıntılı hale geldi bende.

Peki, neden Bodrum’a taşındınız?

Eşim turizmci. Ailemize ait bir oteli işletiyoruz Türkbükü’nde. Yazları zaten buradaydık. İstanbul’a gidip geliyorduk. Oğlumuz burada büyüsün istedik açıkçası. Son 1 senedir yaz&kış Bodrum’da yaşıyoruz. Bodrum bize iyi geldi.  

Son olarak girişimlerinden de bahsedebilir misin?

Tabii ki, zevkle. Bariatrik Mutfak; sadece mide ameliyatı olmuş hastalar için değil, sağlıklı beslenmek isteyen herkes için tarifler paylaştığımız bir platform. Hatta IFSO yemek yarışmasında, Türkçapar Bariatrics Mutfak ekibi birinci seçilerek, “IFSO Masterchef” unvanına layık görüldü. Bu da bizim için çok büyük bir gurur. Çok yaratıcı, çok lezzetli ve sağlıklı tarifler var. Mutlaka göz atın. Bir de 4udetox diye ikinci bir marka daha yarattık. Orada da detoks sıvı paketlerimiz var. Her iki projede de Turkcapar Bariatrics’in deneyimli uzman kadrosuyla çalışıyorum.

Çok teşekkürler. İlham verici, güzel bir hikayen var. Röportajı bu noktaya kadar okuyanlara son olarak ne söylemek istersin?

Diyeti bir zorunluluk haline getirmesinler. Sağlıklı yaşama geçsinler. Sadece kilo vermek için değil; hayatlarına sağlıklı beslenmeyi ufak ufak dahil ederek başlayabilirler. Denemedikleri sağlıklı tarifleri tatmak ve spora başlamak yapılabilecek en iyi ikili bence!

Diğer Röportajlar..
71
Yukarı Çık