Bodrum’un su sorununa yerli ve sürdürülebilir bir çözüm sunan RePG Aqua’yı fabrika direktörü Hakan İşeri’den dinledim. Küçükten büyüğe her ihtiyaca uygun ebat ve modelleriyle öne çıkan Aqua, temiz suya ulaşmanın en çevreci yollarından biri.
Çok fazla rakibimiz yok ama yine de RePG olarak en önemli farkımız litre başına enerji tüketimi verimliliğimiz diyebilirim. Gizli ısı ve atık ısıyı kullanarak elektrik, ısıtma, soğutma ve havadan içme suyu üreten modüler ve esnek çözümler sunuyorsunuz. Ben Bodrum’un su sorununa istinaden RePG Aqua üzerinde durmak istiyorum. Biraz anlatır mısınız bize bu ürünü?
Tabii ki. Bu ürünün hedef kitlesi tam da dediğiniz gibi su kıtlığının yaşandığı veya yaşanmasının muhtemel olduğu yerler. Bodrum da bu bölgelerden biri. Aqua’yı biz 4 yıl önce geliştirmeye başladık, 2 yıldır da satışını yapıyoruz. 20 litre/ Gün’den başlıyor kapasiteleri. 20 litrelik ürünler ev tipi, sebil olanlar. Tüketiciler bunu konutlarına, ofislerine, karavanlarına ya da teknelerine alıyorlar. Bir de tezgah üstü modelimiz var, onda ısıtma ve soğutma fonksiyonları yok ama yine 20 litre su üretimi yapıyor. Şu anda geliştirmekte olduğumuz 50 litrelik bir ürünümüz var. Onun dışında 150 litrelik ürünümüz var; bu sadece içme suyu ihtiyacını karşılamak için değil; evin sulama gibi diğer ihtiyaçlarını da karşılamak için üretildi. Yani bu ne demek? Bu hacimde bir ürün alırsanız şebekeden tamamen ayrılabilirsiniz.
Nasıl çalışıyor sistem?
Ürünümüz ortamdaki havayı emiyor, emerken de hepa filtreden geçiriyor. Hepa filtre ile bir ön filtreleme yapmış oluyoruz. Bu da covidle birlikte hayatlarımıza girdi. Covid taneciklerini bile tutabiliyor çünkü. Ardından ortamdaki nemi kondanse ediyoruz, paslanmaz çelik bir tankın içinde bekletiyoruz. Ultraviyole ışığımız mevcut. Bu ışık bakteri üremesini engelliyor. Ardından da 8 kademeli bir filtrasyonumuz var. Bundan geçtikten sonra da temiz su tankında soğuk bir şekilde beklemeye başlıyor. Son olarak, siz sebilin butonuna basıp su almak istediğinizde bir başka In-line ultraviyole ışının içinden geçerek bardağınıza geliyor. Genel çalışma prensibi bu şekilde.
Sadece konutlar için değil, oteller ve büyük işlermeler için de ürünleriniz var, değil mi?
Evet. 1, 5, 10 ve 25 ton olarak ürettiğimiz ürünler var. Ton ebadına geldiğinde aslında işletmelerin, fabrikaların proses suları; oteller için bahçe sulaması, tarım alanlarında kullanım alanı da devreye giriyor. Malum, şebeke çok güvenilir değil. Su her an kesilebilir, elektrik de öyle… Kendi kendine yeten ve sürdürülebilir yapılar ve çözümler oluşturmak bizim öncelikli amacımız.
Peki diyelim kendi ihtiyaçlarımıza uygun boyutta bir RePG Aqua aldık. Sonra ne yapacağız?
Çok basit! Biz satın almadan sonraki sürece “plug and play” diyoruz. Yani tak ve kullan. Tıpkı bir kettle alıp evde çalıştırmak gibi. Alıyorsunuz, fişe takıyorsunuz. O kadar. Cihaz zaten kendi üzerindeki kartında havanın sıcaklığını, nemini ve o anki analiz etmesi gereken her şeyi analiz ediyor ve çalışıyor. Tabii size bilgi de veriyor. “Ben bugün 12 litre su üretebilirim” diyor mesela.
Ya tank tamamen dolarsa?
O zaman sistem kendini kapatır. Ama bu sırada da suyun içinde bakteri ürememesi için tank sürekli olarak ultraviyole ışınlara maruz bırakılır. Böylece suyunuz canlı kalır. Siz suyu boşalttıktan sonra da üretime tekrar başlar. Zaten Google Play ve App Store’dan indirebileceğiniz RePG Aqua uygulaması var. Bunu cihazınızla eşleştiriyorsunuz. Akıllı ev sistemleri gibi sizi sürekli bilgilendiriyor. Şu an üzerinde çalışmakta olduğumuz bir de yapay zeka çalışmamız var. Bu da size şunu diyecek: Önümüzdeki hafta Bodrum’daki hava sıcaklığı ve nem yeterli su üretimi için uygun görünmüyor, istersen takviye yap…
Çok pratik! Tadı da güzel…
Suyun tadını hemen herkes beğeniyor. Bodrum’daki fuarda Türkiye Aşçılar Federasyonu’ndan ziyaretçilerimiz oldu, onlara denettik. Onlar da çok sevdi. Zaten suyumuz halk sağlığı laboratuvarına testlere gidiyor rutin olarak, inceleniyor. Türkiye içme suyu yönetmeliğine uygun.
Sizce diğer markalardan farkınız ne?
Çok fazla rakibimiz yok gerçi ama RePG olarak en önemli farkımız litre başına enerji tüketimi verimliliğimiz diyebilirim. Başka firmalar 1 litre suyu yaklaşık 650-700 watt’lık elektrik enerjisi harcayarak üretebiliyor. Bizim sistemlerde, en küçük cihazda bu 350 watt’tan başlıyor. Ton mertebesine çıkıldığında ise 180-200 watt’lara kadar enerji verimliliğinde artış görebiliyorsunuz.
Bir de işin ekonomik boyutu var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Bizim üretici olarak hem enerji tarafında hem de su tarafında 3 yılın altında geri ödeme hedefimiz var. Verdiğimiz tekliflerde önceden damacana alan bir müşterinin, damacana alımını kestiği durumda 3 yılda ürünün parasını çıkartması gerekiyor. Online pazar yerlerinde satışlarımız var, tüketiciler fiyatlarımıza göz atıp, kendi değerlendirmelerini yapabilir.