Cemre önce seni tanıyalım çok kısaca. Ama klasik bir özgeçmiş olmasın bu. 4 yaşında Bodrum’a geldiğini okudum. Arada eğitim için gidip geldin ama nihayetinde önemli bir sosyal girişimi yine dönüp Bodrum için gerçekleştirdin. Bodrum’un sana hissettirdikleri üzerinden anlatır mısın kendini?
Ben sokaklarda özgürlük ve güven içinde oynayarak büyümüş bir Bodrum çocuğuyum. Doğanın içinde; denizle, kumla, çayırla, zeytin ağacıyla, hayvanlarla, böceklerle, yağmurla, güneşle, rüzgarla bağ içinde büyüdüm. Aynı zamanda yatay bir düzlemde küçük beyaz evlerin olduğu, gökyüzünü her zaman görebildiğim, denizin sonsuzluğunu izleyebildiğim ve ileri baktığımda çok uzakları görebildiğim açıklıkta bir perspektifle büyüdüm. Yazları başka kültürlerden insanların Bodrum’a gelmesiyle keşif, gözlem ve etkileşime girebildiğim; kışları da bomboş sokaklarda en sevdiklerimle vakit öldürdüğüm bir gençlik dönemim oldu. Vakit öldürmek derken aylaklık da buna dahil tabii ki; fakat anda olmak ve anı yaşamak anlamında söylüyorum daha çok. İnternet de yoktu zaten uzun bir dönem, iletişim ve dijital dünya bugünkü kadar akışkan ve hızlı da değildi. Yavaştı her şey. Büyük hırslarla bir yarışın içinde geleceğimin kurgusunda kaybolmadım, birçok arkadaşım da öyle. Tadını çıkardık büyüdüğümüz kasabanın.
Yetişkin tarafından dinlerken rüya gibi gerçekten. İlk gençlik yıllarında merak etmedin mi şehirde yaşamayı peki?
Tüm bu deneyimler vesilesiyle büyükşehirde yaşamaktan, dikey yapılaşmadan, koşturma ve hırs dolu ortamlardan hiçbir zaman hoşlanmadım ben. Hızdan, hırstan, materyal dünyanın dayattıklarından uzak durmaya çalıştım. Tabii ki modern dünya materyallik üzerine kurulu ve hepimiz bu gerçekle birlikte gerçekçi bir şekilde yaşamak, hatta bu yaşamı sürdürmek için savaş vermek zorundayız. Ancak benim içine çekildiğim hayatta önceliklerim bunlar olmadı hiçbir zaman. Kendimi arayışım ve büyüme dönemimde çeşitli dünya ve Türkiye şehirlerinde yaşadım ve sonuçta bugün ait hissettiğim yer olan Bodrum’da kalmayı seçtim.
Komünite Bodrum fikri gerçekten heyecan verici ve kağıt üzerinde çok da akılcı bir proje. Nasıl başladı ve gelişti bu fikir?
Komünite Bodrum; kağıt üzerinde bir kurgu olarak başlamadı aslında, tam tersine Bodrum’da yaşarken ihtiyacını duyduğum ve çevremdeki insanların da aynı ihtiyaçları duyduğunu gözlemlediğim gerçek bir deneyimden doğdu. Bu yüzden her zaman, öğrenim ve deneyimleme süreci içinde ve dönüşen bir yapı. Bodrum’a döndüğümde ve çocukluğumdan sonra görece uzun bir süre Bodrum’da kaldığımda keşfettiğim ilk şey Bodrum’un çok hızlı büyüyen popülasyonu ve büyükşehirlerden aldığı göç oldu. Özellikle 2017’nin etrafındaki dönemlerde hem Bodrum’da büyümüş ama başka yerde yaşayan insanların Bodrum’da yaşamak üzere geri geldiklerine; hem bağımsız çalışan, kendi işini yapan, genç ve nitelikli, büyükşehirde büyümüş ancak artık huzur ve sade bir hayat ile işini sürdürebilmek isteyen insanların Bodrum’a göçmeye başlamasına şahit oldum. Küçük çocukları olan aileler de büyükşehirlerden Bodrum’a geliyordu, çocukları için daha iyi bir eğitim ortamı ve hayat sağlayabilmek adına… Böyle bir göç daha evvel olmadı Bodrum’a, en azından benim bildiğim kadarıyla. Bu dönemde işte ben de Bodrum’a dönmüştüm ve aslında iki proje arasında dinlenmek üzere ailemin yanına ziyarete gelmiştim. Bodrum’da kalmaya niyetim yoktu. Ancak bir süre burada vakit geçirdikten sonra, özellikle meslek alanım olan kültür yöneticiliği merceği ile gördüğüm bu nüfus dönüşümü vesilesiyle Bodrum’da kültürel anlamda ihtiyacın arttığını ve kentin nitelikli ve sürdürülebilir kültürel aktiviteleri ve etkileşimi burada yaşayanlara sağlayamadığını gördüm. Bunu öncelikle ben bir vatandaş olarak deneyimledim, daha sonra yalnız olmadığımı anladım çünkü herkes aynı şeylerden şikayetçiydi: ‘Bodrum iyi, güzel ancak sinemaya iyi bir film gelmiyor’, ‘Bodrum’da nefes aldım ancak yalnızlıktan da sıkıldım’, ‘Kafa dengi birileriyle tanışmak istiyorum ama bunun için nereye gideceğimi bilmiyorum’ , ‘Bodrum’da sosyal hayat tamam güzel ama, ilham aldığım işler hakkında deneyim paylaşıp işbirliği yapabilecek insanlarla tanışacak ortam bulamıyorum. ‘, ‘Yazın güzel de kış gelince yalnızlık çekiyorum’ gibi gibi, okuyanlara ve Bodrum’da yaşayanlara belki tanıdık gelebilecek şeyleri birçok farklı disiplinden ve kültürden gelen insandan ayrı ayrı duyuyordum. Açıkçası benim de Bodrum’la ilgili dertlerim bu tarz düşüncelerdi ve belki de burada yaşamayı bugüne kadar seçmeme sebebim bunlardı. Bu farkındalıkla ve kültür sektöründeki deneyim ve birikimim ile birlikte Bodrum’da kalmaya ve bu konularda harekete geçmeye karar verdim ve benim gibi düşünen, hisseden, bana ilham veren bireylere ulaştım. İşte Komünite Bodrum böyle doğdu. Bunu anlatmayı önemli buluyorum; çünkü kağıt üzerinde bir tasarı yapmak ve uygulamaya çalışmak ile ihtiyaçtan doğan ve büyüyen, kendini dönüştüren yenilikçi çözümler arasında ‘yaratabileceği pozitif etki’ anlamında farklar olduğuna inanıyorum.
Peki, ne yapar Komünite Bodrum?
Komünite Bodrum; Bodrum’da yaşayan veya Bodrum’a fayda sağlamayı isteyen farklı disiplinlerde uzmanlık sahibi olan bireylerden oluşuyor. Hepimiz Bodrum’un kültürel, sosyal ve yaratıcılık alanlarındaki sorunlarını çok farklı disiplinlerden gelen bireyler olarak farklı perspektiflerden ele alıyoruz; birlikte etki ve amaç odaklı aktiviteler yaparak hareket ediyoruz. Bunlardan en önemlisi ve topluluğu fiziksel olarak bir arada tutacak olan şey; 90’larda Bodrum’un tek kültürel alanı olan eski Karia Sineması’nın kapandığından beri atıl duran alanını bir kültürel alan/creative hub’a dönüştürdüğümüz mekanımız. Pandemi sebebiyle kapılarını henüz açamadığımız The Karia Hub için yakın gelecekte kısa vadeli çözümler üretiyoruz. Burası Bodrum’da yaşayan ve birlikte üretim, ortak yaratım ve deneyim paylaşımı ekseninde topluluk olma kültürü oluşturmak isteyen bireylere bir yuva olacak ve aynı zamanda nitelikli kültürel etkinliklere ve topluluk olma odağında gerçekleşecek aktivitelere ev sahipliği yapacak. Mekanımız açılana kadar pandemi sürecinde çevrimiçi etkinlikler tasarlamaya başladık; bunların hepsinin odağında ‘topluluk olma kültürü’ hakkında konuşmak, tartışmak ve bu kültürü oluşturmak var. Komünite Salıları dediğimiz Komünite Bodrum topluluğunun birbirleriyle sosyal ve profesyonel olarak etkileşime geçtiği düzenli buluşmalarımızı pandemi öncesi kurduğumuz sofralar etrafında gerçekleştiriyorduk, şimdiyse mümkün olduğunca açık havada, veya çevrimiçi ortamda buluşmaya ve dayanışmaya devam ediyoruz. Yine Komünite Bodrum içinde Book&Wine ismini verdiğimiz ayda bir buluşarak ilerlediğimiz bir kitap kulübümüz var. Komünite Bodrum’u merak eden ve birlikte üretim, ortak yaratım, deneyim paylaşımı etrafında topluluk olma meselesi hakkında etkileşime geçmek isteyen herkese açık Pop Up Topluluk Buluşmaları serisini dijital olarak sürdürüyoruz, bu seri herkesin katılımına açık ve ücretsiz, ayrıca Sivil Düşün Avrupa Birliği Destek Programı bu etkinlik serimizi destekliyor. Bunun dışında Aralık ayında nitelikli kültürel etkinlikler adı altında sayabileceğimiz; British Council’in İstanbul Modern, İKSV Tasarım Bienali, SALT gibi kurumların yanı sıra hak kazandığımız; Kültürde Kadın Gücü Fonu ile İngiliz sanatçı Abigail Reynolds’la Kayıp Kütüphaneler adlı çalışması üzerine çevrimiçi bir atölye ve söyleşi gerçekleştirdik. Ve Bosch Alumni Network’ten aldığımız bir destek ile ‘Hikayeler Toplulukları Nasıl Dönüştürür?’ adlı 4 günlük hikaye anlatıcılığı atölye serisini topluluk olma odağında çok farklı disiplinlerden topluluklarla çalışan bireylerle birlikte geçirdik. Bu gibi kaynaklar yaratarak topluluk odaklı nitelikli kültürel etkinlikler üretmeye devam edeceğiz gibi duruyor.
Kısa sürede bir de başarınız oldu sanırım. Her şey istediğin gibi gidiyor mu?
Evet, The Karia Hub projemizle UNDP Hızlandırma Laboratuvarı’nın kentlerdeki sosyal sorunlara yenilikçi çözümler geliştirmek amacıyla başlattığı UNDP Sosyal İnovasyon Destek Programında; 422 çözüm önerisi arasından seçilen 10 çözümden biri olduk. Böylece Komünite Bodrum’un örgütlenme biçimi ve atıl durumdaki eski Karia Sineması, yeni adıyla The Karia Hub’ın dönüşüm süreci ile Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çözüm önerimiz UNDP aracılığıyla örnek alınarak pilotlanacak, bu süreç ise Mayıs ve Kasım 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek.
Ve evet kesinlikle pandemiye rağmen şu ana kadar istediğim gibi ve istediğimiz yönde gidiyor. Bu yüzden minnet doluyum.
Komünite Bodrum çatısı altında yapmak istediğin, kimilerine belki de ütopik gelebilecek en uç hayalin ne?
Kimilerine ütopik gelir mi bilmiyorum, belki de çok basit gözükecek ancak benim için ütopik olan şey bir şeyleri başlatmaktan öte sürdürebilmek. Ben Komünite Bodrum topluluğunun amaçları doğrultusunda ve değerleri etrafında pozitif bir etki yaratarak Bodrum’a, Türkiye’ye, dünyaya ve insanlığa öyle veya böyle, küçük veya büyük bir fayda sağlayacağını ve bu topluluğun, yaptıklarının ve etkisinin uzun süreli olacağını umuyorum, diliyorum.
Biz nasıl katkı sağlayabiliriz? İlgilenen okuyuculara nasıl bir çağrı yapmak istersin?
Komünite Bodrum bir sosyal girişim yapısıyla kuruldu. Topluluğu değerlerimiz ve hedeflerimizi paylaşan bireylerle sistemli bir şekilde büyütmeyi diliyoruz. Bu sistem üzerine düşünme ve bu sistemi oluşturma çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuda gelişmelerden haberdar olmak için bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. Pandemi döneminde kurulduğumuz için kimseyle tanışma fırsatımız olamamıştı, bu durumu Pop Up Topluluk Buluşmaları serisi ile aştık. Bizi merak eden, katkı sağlamak isteyen, kendi ilgi alanları, mesleği ve dert edindiği konuları paylaşmak ve benzer ihtiyaçlar etrafında yeni öğrenimler elde etmek isteyen herkesi bu buluşmalara bekleriz. Pop Up Topluluk Buluşmaları serisini de düzenli olarak sosyal medya hesaplarımızdan duyuruyoruz. Görüşmek üzere!