Feride Gürsoy // Aile Dizimi Uygulayıcısı
09 Mayıs 2016

Spiritüel konulara meraklıysanız, aile dizimi ilginizi çekiyorsa, detoksa niyetlenip niyetlenip bir türlü beceremediyseniz alın size motivasyon! Feride Gürsoy kendi hikayesiyle birlikte hepsini cevaplıyor.
Bodrum’a yerleşmeye karar verdiğim zaman arkadaşlarım dedi ki; “Feride, ne cesursun, her şeyi bıraktın, gittin”. Ben de dedim ki “Cesur değilim, sadece sizin kadar güçlü değilim”.

Bodrum’a neden geldiniz diye sorayım ve hızlı bir giriş yapalım mı? 

Yapalım tabii. Üniversiteden sonra 1 sene reklam ajansında çalıştım İstanbul'da, müşteri temsilcisi olarak. Reklam sektörünün kendisiyle de sorun yaşadım fakat her sabah o trafiğe girip işe gitmek, haftanın her günü sabahtan akşama kadar bir ofise kapanıp çalışmak, kısıtlı izinler falan beni bayağı sarstı. Yaptığım iş de etik olarak zor geliyordu doğrusu. 1994-1995 yıllarından bahsediyorum bu arada. Hal böyle olunca reklamcılığı bıraktım ve 1 sene sonra Bodrum’a yerleştim. Her şey yolunu bulmaya başladı ondan sonra. Ben de yolumu buldum.

Yolunuzu bulmadan önce kişisel gelişime, sağlıklı beslenmeye, spiritüel işlere meraklı mıydınız?

Evet, meraklıydım. Şöyle bir anım var: Gece geç bir vakitte işten çıkıyordum. 2 arkadaşımla karşılaştım, konuşuyorlardı. Biri dedi ki “dün gece 11’e kadar çalıştım”. Öbürü de; “o da bir şey mi ben 1’e kadar çalıştım!” Kendi kendime dedim ki, niye bu saatlere kadar çalışıp, bir de bununla övünüyoruz ki? İstediğim hayat bu değildi. Ve klasik hikaye; bunu keşfedince hemen yogaya başladım. Fotoğrafçılığa meraklıydım, birkaç fotoğraf gezisine çıktım. Seyahat etmeye başladım. Asya’ya ve Uzak Doğu’ya gittim. Şamanizm’e ilgiliydim. Derken kendimi bu işlerin içinde buldum.

Peki, bundan para kazanmaya ne zaman başladınız?

O kısım çok uzun sürdü. 97’de vejetaryen restoranı Buğday’a ortak oldum. Doğal beslenme, yoga, çevrecilik, kişisel gelişim konularıyla ilgilenen çok insanla tanıştım o dönemde. Sonra Hindistan’a Ashramlar'a gitmeye başladım. Türkiye’deki eğitim ve terapilere katıldım. Kendimi hazır hissetmek için epey bekledim. Derken anne oldum ve işin enteresan tarafı kızım İda doğduktan sonra kendimi kariyer anlamında tam olarak hazır hissettim.

Dönüm noktası mı oldu?

Kesinlikle. Anne olduktan sonra insanlara bir şeyler verebileceğimi hissettim. Öncesinde hep bir eksiklik vardı.

Aile dizimi nedir?

Bilinçaltıyla çalışan bir terapi yöntemi. İnsana bir sistemin parçası olarak bakıyor. Herkesin ait olduğu sisteme dair, atalarından kalma alınan kararlar, yükler, görevler var. Genetik gibi düşün. Bu tip şeylerde eğer bugün sizin hayatınızı engelleyen bir takım yükler varsa, onları görmek ve onları dönüştürüp dönüştüremeyeceğiniz üzerine bir çalışma.

Neyi düzeltmek isteyenler gelebilir mesela?

Aile dizimine konu olarak her şeyi getirebilirsin. Annenle sürekli kavga ediyorsundur, sürekli aldatılıyorsundur, devamlı iflas ediyorsundur, hep çok baskın olan, seni görmeyen patronlar bulmaktasındır ya da tam tersi bir ilişkide 3 aydan fazla kalamıyorsundur…

Kronik mi olmalı yani?

Evet! Neden olduğunu biliyorsun fakat farkında olmana rağmen değiştiremediğin sorunlar diyelim.

Şimdi klasik bir Türk kafası sorusu soruyorum; diyelim annemle sorun yaşıyorum, onu da getirmem gerekmiyor mu terapiye? 

Hayır. Sistem olarak yaklaştığımız için sen kendi içindeki annenle barıştığın zaman, ailedeki annenle de barışmış oluyorsun. Kişinin kendisinin gelmesi gerek. “Kocamın çok ihtiyacı var, esas o gelsin.” diyenler oluyor gerçekten ve o hiç çalışan bir sistem değil, ne yazık ki!

Sizin bu alandaki eğitiminiz nereden? 

Ashram’da bir sürü terapi yöntemleri öğrendim. Batı psikolojisi ile doğu felsefesini bir araya getiren yöntemlerdi. Bunların içinde beni en çok etkileyen aile dizimi oldu. Kendi hayatımda pek çok şeyi çözmemi sağladı. Sonra Hindistan’da tanıştığım Alman hocam, Svagito Liebermeister’dan eğitim aldım. Türkiye’de de Sistem Bilimleri Enstitüsü var, Mehmet Zararsızoğlu’nun. Ondan da 3 yıllık eğitim aldım. Zaten bu eğitimler bitmiyor. Şimdi yine 3 yıl sürecek başka bir eğitime başladım. Travma çalışmaları üzerine…

Karakaya Retreat’te yapıyoruz röportajı ve siz genellikle programlarınızı burada düzenliyorsunuz. Nasıl çalışmalar bunlar?

2 tarz çalışmam var. Birisi aile dizimi, bahsettik zaten. Diğeri de sağlık danışmanlığı; beden sağlığı ve detokslar üzerine. İlkbahar, yaz ve sonbaharda bedeni tanıma, arındırma inzivaları yapıyorum. Bu inzivalarda da yoga ve meditasyon yapıyoruz. Seminerler veriyorum.

Bize minicik bir detoks tüyosu vermek ister misiniz? 

Şu olabilir: Her sabah kahvaltıdan önce 1 bardak smoothie içebilirsiniz. İçine yeşil yapraklar, mevsim meyveleri, dut konulabilir. 1/3 oranında meyve, 2/3 oranında da sebze karıştırarak içersek inanın epey sorun hallolacaktır. Hatta bunu günde 3 bardağa çıkartabilirseniz harika olur!

Bu işi İstanbul’da yapabilir miydiniz?

Ben İstanbul’da yaşayamazdım ki! Gerçekten. Bodrum’a yerleşmeye karar verdiğim zaman arkadaşlarım dedi ki; “Feride, ne cesursun, her şeyi bıraktın, gittin”. Ben de dedim ki “Cesur değilim, sadece sizin kadar güçlü değilim”. Narin bir bünyem var benim. Hava kirliliği çok etkiliyor, başım ağrıyor sürekli. Strese dayanamıyorum. Gerçekten ben İstanbul’da yaşayamazdım. Kendimi iyileştirmek için temiz havalı bir yerde yaşamam gerekiyordu.

Benim sorularım bitti. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Evet, var aslında. Biz bazı ebeveynler alternatif bir yuva kurduk burada İmece diye. Bitez’de. 3 çocukla başladık, 15-20 çocuk oldu. Şimdi de Waldorf ilkokulu kuruyoruz. Bodrum Eğitim Sanatı adında bir derneğimiz var. Sırf bu nedenle bile Bodrum’a taşınan aileler oldu. Şu an yer arıyoruz. Önümüzdeki Eylül ayında Türkiye’nin ilk Waldorf Okulu olacağız. Bunu duyurmak isterim.  

Çok teşekkür ederiz. Size ulaşmak isteyenler nereyi tıklasın?

Facebook sayfamı. Ben teşekkür ederim. 


Yukarı Çık